Bu sergi ne hakkında?
Bu sergi, var olan yapıları dönüştürmek üzerine. Türkiye’nin dört bir yanındaki terk edilmiş yapıları belgelemeye yönelik yaptığımız açık çağrıyla elde edilen kolektif araştırmanın sonuçlarını gözler önüne seriyor. Teorimizin güncel mimari uygulamalarda nasıl yansımaları olabileceğini de ortaya koyuyor.
Hayalet Hikâyeleri: Mimarlığın Çuval Teorisi projesinin çıkış noktası, kullanılmayan yapıları açığa çıkarmak ve yenilerini inşa etmek yerine bu yapıları canlandırmak için gerekenleri tartışmaktı. Bu yapılar, inşaatın mekânsal gerekliliklerden çok ekonomik döngülerin devamlılığı için yapıldığı bir dönemin göstergesiydi. Bir yandan, bolluk döneminde inşa edilen ve artık kullanılmayan bir yüzme havuzunu kamusal bir etkinlik salonuna dönüştürdüğümüz esnada ortaya çıkan Mimarlığın Çuval Teorisi’ni geliştirirken, diğer yandan Türkiye’deki kullanılmayan yapı stokunu kolektif olarak belgelemek ve bu herkesi ilgilendiren tartışmayı olabildiğince fazla kişiye ulaştırmak için bir açık çağrı yaptık. Türkiye’nin dört bir yanından açık çağrımıza gelen yanıtlar sayesinde, yüzlerce konuttan oluşan âtıl siteler, terk edilmiş üretim yerleşkeleri ve lojmanlar, kısmen ya da tamamı boş gökdelenler, oteller, okullar, hastaneler, restoranlar ve sosyal tesislerden meydana gelen bir arşiv oluşturmaya başladık.
Ancak biz sergiyi hazırlarken, 6 Şubat günü başlayan yıkıcı depremler, ne yazık ki çok daha kritik bir senaryoyu açığa çıkardı. Enkaza dönüşen binlerce bina gösterdi ki, inşaat yapmakta ve inşaatın hammaddesini üretmekte dünyada ilk sıralarda olan Türkiye’de yapı kalitesi çok düşük. Bu büyük çelişkiyi görünür kılan yıkıcı manzaranın arkasında yatan sebeplerden biri, serginin çıkış noktası olan, binlerce kullanılmayan yapıyı üreten mekanizma ile benzerlik teşkil ediyor: Türkiye’de inşaatın temel amacı, mekânsal ihtiyaçlar için güvenli yapılar oluşturmak değil, ekonomik döngülerin devamlılığını her ne pahasına olursa olsun, maksimum kârlılıkla devam ettirmek. Öte yandan, depremlerden sonra binlerce depremzedenin geçici barınma ihtiyacını karşılamak için, kullanılmayan ve sağlam yapıların değerlendirilmesi daha da acil bir mesele olarak önümüzde duruyor.
Kasım ayında projemizi ilk kez duyururken, Hayalet Hikâyeleri: Mimarlığın Çuval Teorisi ile her şeye rağmen griler arasından umut dolu bir sergi çıkarmak için çabalayacağımızı söylemiştik. Bugün, neredeyse her şey ne yazık ki rengini yitirmişken, umut dolu bir sergi yapmak çok daha zor, ama bir o kadar da gerekli.